Göç Araştırma Platformu’ndan deprem raporu: Arama kurtarma çalışmalarında ayrımcılık
Göç Araştırma Platformu’nda yer alan Göç İzleme Derneği (GÖÇİZDER), Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği, Çukurova Göç İzleme ve Araştırma Derneği ve Serhat Göç Araştırma Derneği, 6 Şubat’ta Maraş’ta meydana gelen depremlere ilişkin gözlem raporunu açıkladı.
Rapor, hükümet yetkililerinin zaman zaman gönüllü ağlarda çalışan kişileri engellemeye çalıştığını belirtiyor; bazı bölgelere, çadır kentlere girmelerine izin verilmedi; arama kurtarma çalışmalarında ayrımcılık; Alevi mahalle ve köylerinin çok daha sonra ziyaret edildiği belirtildi.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre GÖÇİZDER Eşbaşkanı Kamile Kandal, 11 ili etkisi altına alan depremlere işaret ederek, “Tüm deprem bölgesinde bu evlerin inşaatının tam olarak tamamlanması bir yıldan önce olmayacak. Aslında birkaç yıl sürecek.Hem maddi hem de manevi olarak yeniden inşa edilmesi gereken şehirlerimiz, binalarımız, altyapılarımız ve ekonomimiz var.Birlikte yas tutarken ihmal ve ihmalleri de unutmuyoruz, her yerde depreme karşı önlem alıyoruz. bir daha yaşanmaması için toplum olarak, yerel ve genel yöneticiler olarak acıları dindiren, geleceğe umut veren bir süreç inşa etmek zorundayız.
‘DEPREM BÖLGESİNDEN HEMEN 3,3 MİLYON KİŞİ ÇIKTI’
Açıklanan ortak raporda, 11 ili etkileyen depremlerde resmi rakamlara göre 50 bin kişinin hayatını kaybettiği, ancak resmi olmayan rakamlara göre 100 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği kaydedildi.
Raporda, “Resmi raporlara göre 3,3 milyon kişi deprem bölgesinden çıkarak diğer illere göç etti. Yaklaşık 2 milyon kişi kurulan çadır ve konteyner kentlerde yaşıyor. Kırsal kesimlerde (köylerde) 800 bin kişi geçici çadırlarda kalıyor. Diğer illere olan kesintili göçlere baktığımızda depremzede barındıran illerin başında Ankara geliyor.Kesintili göçle Ankara 300 bine yakın depremzede aldı.Ankara’dan sonra 154 bin Antalya’ya 65 bin Resmi kayıtlara göre Mersin’e, Elazığ’a 50 bin. “40 bin civarında depremzede Kayseri ve Muğla’ya göç etti. 11 ilde milyonlarca bina etkilendi” denildi.
‘DEĞİŞİM HALKIN İSTEĞİNE GÖRE OLMALI’
Raporda, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan Mart 2023 tarihli rapor ile İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından hazırlanan 25 Mart 2023 tarihli raporlar yer aldı. Raporda, “Depremle birlikte tartışılmaya başlanan riskler ve taşıdığı risklerin prestiji ile deprem bölgelerinin ve göç alan bölgelerin demografik yapısı, deprem sonrasında ele alınması gereken öncelikli konulardan biridir. Temel ihtiyaçlar karşılanır.Değişimler, elbette bölgedeki yerleşik ve mültecilerin durumlarında ve bu bölgelerin sosyal yapılarında, kültürel yapılarında, mimarilerinde ve şehirciliklerinde değişiklikler yaratacaktır.Ancak bu değişen yapı, Orada yaşayan insanların istekleri doğrultusunda, yaşam kültürüne dokunmadan gerçekleştirmek hem merkezi hem de yerel siyasi iradenin ve sivil iradenin sorumluluğundadır.Tarihe aykırı bir toplum ve şehir mühendisliği yapmak, şehirlerin ve toplumun mimarisi, sosyalliği ve kültürü birçok sorunu da beraberinde getirecektir.Depreme dayanıklı, çok kültürlü, çok dilli, tarihi dokusuyla uyumlu, tarihi dokusuyla uyumlu şehirler inşa etmek herkes için daha uygun, daha keyifli ve daha yaşanabilir olacaktır. mülteciler, sığınmacılar ve göçmenler yerleşik halkla birlikte ve eşit koşullarda yaşayacaktır.”
‘ARAMA KURTARMA ÇALIŞMALARINDA AYRIMCILIK OLDU’
Raporda, yetersiz arama kurtarma çalışması yapıldığı; çadır, temiz su ve elektrik ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli sorunlar yaşanmakta; vatandaşlar bir süre suya ulaşamıyor; zaman zaman hükümet yetkilileri gönüllü ağlarda çalışan bireyleri engellemeye çalışır; bazı bölgelere, çadır kentlere giremiyorlar; halen aktif olarak çalışmakta olanlar gönüllülerden oluşmaktadır; arama kurtarma çalışmalarında ayrımcılık; Alevi mahalle ve köylerinin çok daha sonra ziyaret edildiği belirtildi. (HABER MERKEZİ)