Savaş Haberlerinde İçeriğin Tekrarlanması Normalleşmeyi Zorlaştırıyor
Savaş gazeteciliğine ilişkin açıklamalarda bulunan Bağlantı Uzmanı Dr. Öğr. Gör. Fikriye Çelik, savaş haberlerinde içerik tekrarının getirdiği normalleşmenin, olayın boyutlarının anlaşılmasını zorlaştırdığını söyledi.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Bağlantı Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Fikriye Çelik, savaş okuryazarlığı ve savaş muhabirlerinin dikkat etmesi gereken konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Bağlantı Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Fikriye Çelik ise yaptığı açıklamada, kriz anlarında dikkat edilmesi gerekenlere değinerek, “Çatışma anlarını içeren habercilik uygulamalarının, haber üretiminden farklı ilkeleri gözetmesi gerekiyor. Gündelik hayat bağlamında süreçler. Aslında söz konusu zamanlar kriz kapsamında kendine yer buluyor. Bu bağlamda haber bir söylemdir. Buna göre “Haber, işaretlerden oluşan bir göstergeler bütünü olarak değerlendirilmelidir. Tıp kurgu eseri olan haberde olay baştan yazılıyor. Bu, haber üretimindeki hiçbir girişimin rastgele olmadığı anlamına gelir; her ifade diğerleri arasından seçilir. Kitlesel haber tüketiminde bu gerçeğin göz ardı edilmemesi gerekiyor” dedi.
“Haberin ideolojisi retorik vurguya yansıyor”
Fikriye Çelik, haberin ideolojisinin retorik vurguya yansıdığını belirterek, “Haberin bir hegemonik çaba alanı olduğu gerçeğini gözden kaçırmamak gerekir. Aslında haber, bitmeyen bir savaşın olduğu bir meta görünümü veriyor. Karar veriliyor ve iktidar çevrelerinin gücüne katkı sağlaması bekleniyor/sağlanıyor. Haberlerde çerçeveler var. Bunlar seçme ve “Dikkat çekmeyi içeriyor. Çerçeveleme sayesinde görülmesi istenenler öne çıkarılıp ön plana çıkarılırken, göz ardı edilmek istenenler önemsizleştirilerek arka planda tutulur. Haberin ideolojisinin retorik vurguya yansıdığını unutmamak gerekir” dedi.
Öncelik zarar vermemek olmalı
Çelik, önceliğin çatışma alanlarında zarar vermemek olması gerektiğini belirterek, “Çatışma anlarında ‘zarar vermeme’ unsuru her şeyden önce dikkate alınmalı. Gazetecinin öncelikle olayla ilgili bilgi edinme konusunda ilerleme kaydetmesi gerekiyor. Söz konusu anları içeren olayların konusu, kapsamı ve süreci bugün anlamlıdır ama tarih açısından anlamlıdır.” “Böylece anlam kazanıyor, konunun bağlamı doğru kuruluyor. Kamuoyunu yanıltacak veya kaosa yol açacak bilgi verme ve görüş paylaşma uygulamasından kaçınılmalıdır.”
“Çatışma bölgelerinde deneyimi olan gazeteciler yer almalı”
Çatışma bölgelerinde deneyimli gazetecilerin görev yapması gerektiğini vurgulayan Çelik, şöyle konuştu: “Çatışma merkezli olayların takibinde deneyimli gazetecilerin olması önemli. Söz konusu olayları takip eden gazetecinin konuya ve bölgeye hakim olması bekleniyor. , üzücü durumlar karşısında tolerans eşiğinin yüksek olması. Gazetecinin çatışma durumlarına karşı toleransının yüksek olması bekleniyor.” ya da savaş konularında kullanılan terminolojinin tam olarak bilinmesi zorunluluğu vardır. Çünkü tercih edilen tek bir kelimenin olayın bağlamıyla bağlantısını kesme potansiyeli var. Çatışmadan kaynaklanan acı verici ve kapsamlı içeriklerin sadece görme duyusuna hitap etmesi ve merak duygusunu tatmin etmesi. Söz konusu içeriklerin aşırı tekrarlanması sonucu ortaya çıkan normalleşme. “Sürecin yaşananların boyutlarının anlaşılmasını zorlaştırdığı unutulmamalıdır. Tarafsızlık ve objektiflik kavramlarının eşanlamlı olmadığı unutulmamalıdır.” – SİVAS